EPİTOİN 250 mg / 5 ml Enjeksiyonluk Solüsyon İçeren Ampul Damar içine ya da kas içine uygulanır.
•
Etken Madde
Her 5 mflik ampulde 250 mg fenitoin sodyum içerir.• Yardımcı madde(ler):Propilen glikol, sodyum hidroksit, etanol % 96, enjeksiyonluk su
Bu Kullanma Talimatında:
1. EPITOIN nedir ve ne için kullanılır?
2. EPITOIN’i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
3. EPITOIN nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. EPITOIN’in saklanması
Başlıkları yer almaktadır.
2.EPITOIN nedir ve ne için kullanılır?
• EPİTOİN etkin madde olarak her 5 ml’lik ampulde 250 mg fenitoin sodyum içermektedir. Her kutuda 5 adet ampul bulunmaktadır.
• EPİTOİN. anti-epileptik ilaçlar olarak adlandırılan ilaç grubundandır. Bu ilaçlar sara (epilepsi) tedavisinde kullamlır.
• EPİTOİN, şiddetli sara nöbetlerinin (status epilepticus) tedavisinde kullanılabilir. Ayrıca beyin ameliyatı sırasında veya sonrasında ve/veya ciddi kafa yaralanmalarında nöbetleri kontrol etmek veya önlemek için de kullanılabilir. EPİTOİN, ağızdan antiepileptik ilaçlar alınamadığı durumlarda kısa bir süre için nöbetleri kontrol etmek veya önlemek için de kullanılır.
• EPİTOİN, özellikle digoksin adlı ilacın neden olduğu, kalp ritminde değişikliğe yol açan belirli sorunların tedavisinde kullanılabilir.
Size neden EPİTOİN verildiği konusunda emin değilseniz, bunu doktorunuza sormalısınız.
3.EPITOIN nasıl kullanılır ?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar
EPİTOİN, siz hastanedeyken uygulanacaktır.
Size verilecek EPİTOİN çözeltisinin dozu ve konsantrasyonuna doktorunuz karar verecektir ve bunlar, fenitoin sodyumun eşdeğer dozu şeklinde yazılı olarak ifade edilecektir. Doz, enjeksiyon olarak verildiğinde mg/doz veya infuzyon (drip) olarak verildiğinde mg/mL cinsinden olacaktır.
İlacı ağızdan alamadığınız durumlarda bazen EPİTOİN'in kasınızın içine enjekte edilmesi gerekli olabilir. Bu, normalde en fazla bir hafta uygulanır. Oral EPİTOİN’den kas içine enjeksiyona geçerken, dozun yaklaşık olarak % 50 arttırılması gerekir. Yeniden oral EPİTOİN’e geçişte doz, kas içine enjeksiyonun verildiği aynı süre boyunca ilk oral dozun yarısına azaltılmalıdır. Bu. enjeksiyonların verilmesinden sonra kaslarınızdan fenitoin saliminin devam etmesinden kaynaklanır.
Erişkinlerde
Şiddetli nöbetler (Status Epilepticus)
Yetişkinlerde dakikada 50 mg’ı geçmeyen bir hızda damar (intravenöz) yoldan, vücut ağırlığının kg’ı başına 10 ila ISmg'lık bir doz verilir. Ardından enjeksiyonla veya ağızdan 6 ila 8 saatte bir daha fazla EPİTOİN verilir.
EPİTOİN nöbetlerinizi durdurmadığında, diğer tedaviler denenecektir.
Kardiyak aritmiler (normal kalp atışında değişiklikler)
Vücut ağırlığının kg’ı başına 3.5 ila 5 mg’lık bir doz damar (intravenöz) yolundan verilir. Bu doz ikinci kez tekrar edilebilir.
Beyin cerrahisi
Nöbetleri önlemek için ameliyat sırasında veya ameliyattan sonraki iki ila üç gün boyunca yaklaşık her 4 saatte bir kasınızın içine (intramüsküler yoldan) 100 ila 200 mg’lık bir doz verilebilir. Bu doz. günde 300 mg’lık bir idame dozuna azaltılabilir ve kan düzeylerinize göre ayarlanabilir.
Uygulama yolu ve metodu
EPİTOİN ya büyük damarlarınızdan birine (intravenöz yoldan) ya da kasınızın içine (intramüsküler yoldan) enjekte edilecektir. İntravenöz yoldan verildiğinde, EPİTOİN seyreltilmelidir. Damar içine uygulamalarda, bölgesel zararlı etki oluşturma riski nedeni ile büyük ölçekli bir kateter (damar içine ilaç vermek için özel hazırlanmış tüp) kullanılmalı ve her uygulama öncesi aynı kateter steril serum fizyolojik enjeksiyonu ile temizlenmelidir.
Değişik yaş grupları
Çocuklarda kullanımı
Dozun ayarlanması gerekli değildir, ancak çocuklarda ilaç yetişkinlerden daha hızlı şekilde parçalandığından, doktorunuz EPİTOİN dozlarının zamanını veya sayısını değiştirmesi gerekebilir.
Yenidoğanlar (çok küçük bebekler):
Başlangıç dozu genellikle bebek ağırlığının kg'ı başına 15 ila 20 mg’dır. EPİTOİN yenidoğanlara damardan verilecekse, dakikada bebek ağırlığının kg'ı başına 1 ila 3 mg'dan daha yüksek hızlarda verilmemelidir.
Damardan verilen EPİTOİN, çok küçük bebeklerde ağızdan alınan EPİTOİN’den daha güvenilir şekilde emilir.
Yaşlılarda kullanımı
Doktorunuzun dozunuzu değiştirmesi gerekli değildir, ancak yaşlılarda daha fazla yan etki görülebilir.
Özel kullanım durumları
Böbrek yetmezliği:
Gerekirse doktorunuz doz ayarlaması yapacaktır.
Karaciğer yetmezliği:
Gerekirse doktorunuz doz ayarlaması yapacaktır.
Eğer EPİTOİN’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla EPITOIN kullanırsanız
EPİTOİN aşırı dozda tehlikelidir. Size çok fazla miktarda EPİTOİN verildiğini düşünüyorsanız, hemen doktorunuza başvurunuz. Ürünü nasıl almanız gerektiğine ilişkin başka sorularınız varsa, bunları doktorunuza veya eczacınıza sorunuz.
EPİTOİN’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
EPITOIN'i kullanmayı unuttuysanız
Uygulanması gereken dozun size verilmemiş olabileceğini düşünüyorsanız ya da ilacı uygulatmadıysanız. sağlık personelini bilgilendirmeniz gereklidir. Doktorunuz unutulan dozun ne zaman uygulanacağına karar verecektir.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
EPITOIN ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler
Doktorunuz size söylemediği sürece EPİTOİN almayı durdurmayınız. Bu ilacı aniden keserseniz, bir nöbet geçirebilirsiniz. EPİTOİN almayı kesmeniz gereken durumlarda sizin için en iyi yöntemi doktorunuz belirleyecektir. EPİTOİN kullanımı ile ilgili herhangi bir sorunuz olursa doktorunuza danışınız.
4.Olası yan etkiler nelerdir ?
Tüm ilaçlar gibi EPITOIN’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz. EPİTOİN kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
• EPİTOİN*in enjekte edildiği bölgede tahriş olursa, bu önemsiz olabilir, ancak daha sonra ciddileşebilir.
Bunlar, ciltte veya göz çevresinde kan oturması (Stevens Johnson Sendromu) veya şişlik veya kızarıklıkla seyreden toksik iltihap (toksik epidermal nekroliz- TEN) olarak bilinen bir rahatsızlığın işaretleri olabilir. Bu durumlarda doktorunuz tedaviyi kesecektir.Morarma fark ederseniz, ateşiniz varsa, solgun görünüyorsanız veya şiddetli boğaz ağrınız varsa. Bunlar, kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri veya trombosit sayısında düşüşler dahil olarak, kanda bir anormalliğin ilk işaretleri olabilir. Bu etkileri test etmek üzere doktorunuz düzenli olarak kan numuneleri alabilir.Özellikle tedavinin ilk iki ayında görülen ciltte döküntü ve bezlerin şişmesiyle birlikte ateş; bunlar aşırı duyarlılık reaksiyonları olabilir. Bunlar şiddetliyse ve ayrıca eklemlerde ağrı ve iltihap varsa, bu belirtiler sistemik lupus eritematozus olarak adlandırılan bir rahatsızlıkla ilişkili olabilir.Zihin karışıklığı yaşarsanız veya ciddi bir akıl hastalığı ortaya çıkarsa; bunlar kanınızda yüksek miktarda fenitoin olduğunun işareti olabilir. Fenitoin miktarı kanda yüksek düzeylerde kaldığında, nadir durumlarda düzelmeyen beyin hasarı gelişmiştir. Kanda ne düzeyde fenitoin olduğunu görmek üzere doktorunuz kan testi yapabilir ve dozunuzu değiştirebilir.Fenitoinin de dahil olduğu antikonvülzan (yüz, gövde veya uzuvlarda görülen şiddetli ve ani kasılmaları durduran) ilaçlardan alan bazı hastalarda, antikonvülzan aşırı duyarlılık sendromu görülmüştür. Antikonvülzan aşırı duyarlılık sendromu. nadir görülen, ölümle sonuçlanabilen. karaciğer de dahil olmak üzere birçok organ sistemini tutan, lenf bezlerinde şişme, ateş ve deride kızarıklık ile beliren bir durumdur. Bu belirtiler genellikle ilacın ilk kullanımından 2 ila 4 hafta sonra çıkar. Ancak 3 ay veya daha sonra ortaya çıktığı durumlar da olmuştur. Geçmişte bu sendromu geçirdiyseniz. ailenizde varsa, bağışıklığınız baskılanmışsa veya siyah ırktansanız daha yüksek risk taşıyorsunuz anlamına gelir. Bu gruplardaysanız ve bu teşhis konmuşsa EPİTOİN tedaviniz kesilmelidir.Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise. acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir. Bu çok ciddi yan etkilerin hepsi oldukça seyrek görülür.
Görülebilecek diğer yan etkiler şunlardır:
• Lenf bezlerinin şişmesi,
• Eklem ağrısı (artralji),
• Kanda eozinofil (bir tür alerji hücresi) sayısında artış olması,
• Ateş,
• Karaciğer işlev bozukluğu,
• Lenf bezinde şişme (lenfadenopati),
• Döküntü.
• Vücudun enfeksiyona karşı savunmasında sorunlar.
• Arter duvarlarında enflamasyon,
• Siyahlarda deride döküntü ve karaciğer hasarı oluşması (hepatotoksisite).
• Olağandışı göz hareketleri (nistagmus),
• Sakin olamama.
• Hareketleri kontrol etmede zorluk,
• Anormal veya koordine olmayan hareketler,
• Geveleyerek konuşma.
• Zihin karışıklığı,
• Karıncalanma ve uyuşma,
• Uyku hali,
• Baş dönmesi,
• Vertigo,
• Uykusuzluk,
• Sinirlilik hali,
• Kas seğirmesi,
• Baş ağrıları,
• Fenitoin ve diğer nöroleptik ilaçların neden olduğu kore, kaslarda istemsiz kasılmaların neden olduğu hareket bozukluğu (distoni). titreme, istemli hareketlerde bozukluk,
• Beyin ile ilgili işlev bozukluğu.
• Mide bulantısı,
• Kusma,
• Kabızlık,
Genellikle hafif kızamık benzeri döküntüler dahil olmak üzere deri döküntüsü,Diğer tip deri hastalıkları (diğer tip dermatitler),Böbrek ve karaciğerde iltihap.Karaciğer hasarı (cildin sararması ve gözakının beyazlaması gibi),Penisin şeklinde değişiklik,Ağrılı ereksiyon,Parmakların doğrultulmasında zorlukla birlikte ellerde değişiklik,Yüz özelliklerinde değişiklik,Dudak ve dişetinde şişme,Diş eti büyümesi,Vücut veya yüzde artan anormal tüylenme,Peniste ağrı ile görünüm bozukluğuna yol açabilen yumuşak dokuya ait bir türbozukluk (Peyronie Hastalığı),
Avuç içindeki bağ dokusunda görülen ağrısız sertleşme (Depuyren kontraktür),Yüksek kan şekeri düzeyleri veya kanda düşük kalsiyum, folik asit ve D vitaminidüzeyleri.
Beslenme ile veya güneş ışığına maruz kalarak yeterli D vitamini atamıyorsanız,kemik ağrısı, kemik erimesi (osteopeni veya osteoporoz), veya kırıklar görülebilir,
Nefes almada sorun.Solunum durması,Akciğer zarında iltihap,Tat duyusu bozulması.Poliartropatiİştahsızlık, aşırı susama, kusma ile seyreden böbrek iltihabı,Zatürre.Yan etkilerin raporlanması
2.EPITOIN kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
EPITOIN'i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer,
• Fenitoine veya EPİTOİN’in herhangi bir bileşenine ve diğer hidantoin kimyasal sınıfına karşı aşın duyarlı (alerjik) iseniz.
• Örneğin düşük kalp atış hızı (sinüs bradikardi), kalp bloğu (sinoatriyal blok veya A-V blok) veya Adams-Stoke Sendromu gibi kalp ritmini etkileyen belirli rahatsızlıklarınız varsa.
EPITOIN'i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Fenitoin içeren antiepileptik (sara İçin kullanılan ilaçlar) ilaç kullanımında intihar ile ilgili davranış ve düşüncelerde ufak bir artış meydana gelmiştir. Bu artışın EPİTOİN için geçerli olmadığına dair herhangi bir veri bulunmamaktadır. Bu gibi bir durumda derhal doktorunuzu arayınız.
Eğer.
• Düşük tansiyon veya kalp yetmezliğiniz varsa,
• Dozajın ayarlanmasını gerektiren karaciğer hastalığınız varsa,
• Porfiri (kalıtımsal bir kan hastalığı) varsa,
• Şeker hastası iseniz.
• Kalp ritmi sorunlarınız varsa (EPİTOİN bazı ritim sorunlarını tedavi edebilir, ancak başka sorunların kötüleşmesine neden olabilir),
• Alkol kullanıyorsanız,
• St. John's wort (sarı kantaron) içeren bitkisel ürün kullanıyorsanız.
• Ateş, deride kızarıklık, lenf bezinin şişmesi (lenfadenopati) ve diğer çoklu organ bozukluklarınız (multi organ patolojisi) varsa.
• Huzursuzluk-taşkınlık, hezeyan gibi belirti gösteren ani geçici bilinç bozukluğunuz (deliryum), ruhsal bozukluğunuz (psikoz) ve beyin dokusunu etkileyen bozukluk (ensefalopati) meydana gelirse,
• Lenf düğümünün büyümesi (lenf düğümü hiperplazisi), lenf dokusunda tümör oluşumuna benzeyen ama iyi huylu bozukluklar (psödolenfoma), lenf dokusunun tümörü (lenfoma) ve lenf dokusunda görülen özel bir çeşit tümöral hastalık (Hodgkin hastalığı) dahil lenfadenopati (lokal veya yaygın) gelişmesi halinde,
• Eklem ağrısı (artralji), deride kızarıklık, sarılık, karaciğer büyümesi (hepatomegali), karaciğer fonksiyonlarıyla ilişkili enzimlerde (serum transaminaz) seviyelerinde yükselme, akyuvar sayısında artış (lökositoz) ve kanda eozinofıl (bir tür aleıji hücresi) sayısında artış olursa.
- Kanınızdaki üre miktan aşırı düzeydeyse (üremi),
- Siyah iseniz, ciltte kızarıklık ve ilaca bağlı karaciğer zedelenmesi (hepatoksisite) dahil aşın duyarlılık reaksiyonu oluşursa.
• Enjeksiyon bölgesinde yanma hissi veya iltihap oluşursa.
- Deride döküntü oluşursa,
- Kan şekeriniz yüksekse,
• Uzun süre (kronik) tedavi edilen sara hastası iseniz. Vitamin D eksikliği veya güneş ışığına maruz kalmama (raşitizm, osteomalazi) kemik kırılması, osteoporoz. kan kalsiyum düzeyinin normalin altına düşmesi (hipokalsemi) ve kan fosfat düzeyinin normalin altına düşmesi (hipofosfatemi) riskiniz yükselirse.
- Ameliyat geçirdiyseniz,
İlaçlar herkes için uygun olmayabilir. Yukarıda bahsedilen rahatsızlıklarınız varsa veya bu rahatsızlıkları daha önce geçirdiyseniz, EPİTOİN almadan önce doktorunuzu bu konu hakkında bilgilendirmelisiniz:
Kabarmaya neden olan şiddetli deri döküntüsü (ağzı ve dili de kapsayabilir). Bunlar, ciltte veya göz çevresinde kan oturması (Stevens Johnson Sendromu) veya şişlik veya kızarıklıkla seyreden toksik iltihap (toksik epidermal nekroliz - TEN) olarak bilinen bir rahatsızlığın işaretleri olabilir. Bu durumlarda doktorunuz tedaviyi kesecektir.
Damar içine uygulamayı takiben enjeksiyon yerinin aşağısında mor eldiven sendromu olarak tanımlanan ödem, renk değişikliği ve ağrı bildirilmiştir. Yumuşak doku tahrişi hafif duyarlılıktan yaygın nekroz (bir ya da daha fazla hücre veya dokunun ölümü) ve deride kangrene kadar uzanabilir. Belirtiler enjeksiyondan sonraki birkaç günde görülmeyebilir. Belirtiler kendiliğinden geçebileceği gibi, deri nekrozu (bir ya da daha fazla hücre veya dokunun ölümü) ve uzuvlarda iskemi (belli bir bölgede kan akımının kesilmesi nedeniyle oluşan geçici kansızlık: bölgesel anemi) oluşması durumunda, fasyotomi (bağ dokunun kesilmesi), deri grefti (yama) ve seyrek olarak amputasyon (kesme) gibi işlemlere gerek duyulmuştur. Deri altı ya da perivasküler (kan damarı çevresi) enjeksiyon gibi uygun olmayan uygulamalardan kaçınılmalıdır. Damar içi fenitoin uygulaması, uygulama yerinde ağn, nekroz (deri veya doku ölümü) ve abse (irin kesesi) oluşmasına neden olabilir.
Deri döküntüsü, ateş, lenf bezi büyümesi ve iç organların tutulumu gibi belirtiler gösteren kanda eozinofıl (bir tür alerji hücresi) sayısında artış ile birlikte ilaç döküntüsü ve sistemik semptomlar (DRESS) ilaca bağlı ciddi hipersensitivite (aşın duyarlılık) reaksiyonu yansıtır.
Diş eti büyümesi ve komplikasyonlarının gelişmesini en aza indirmek için diş bakımına özen göstermeniz önemlidir.
Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
EPITOIN'in yiyecek ve içecek ile kullanılması
Çok miktarda alkol alımı kanınızdaki EPİTOİN düzeyini etkileyebilir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız veya hamile kalmayı planlıyorsanız, EPİTOİN almadan önce bunu doktorunuza danışın.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzıriyorsamz, EPİTOİN almayınız.
Araç ve makina kullanımı
Emzirme
EPİTOİN. özellikle tedavinin ilk haftalarında baş dönmesi veya uyku haline neden olabilir. Bu belirtileri yaşarsanız, araç veya herhangi bir alet ya da makine kullanmayınız.
EPITOIN'in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
Bu tıbbi ürün. 5 ml’lik her ampulde, doz başma 8.8 mİ biraya veya 3.7 mİ şaraba eşdeğer olan % 8.8, yani 440.4 mg düzeyine kadar etanol (alkol) içermektedir.
Alkol bağımlılığı olanlar için zararlı olabilir.
Hamile veya emziren kadınlar, çocuklar ve karaciğer hastalığı ya da epilepsi gibi yüksek risk grubundaki hastalar için dikkate alınmalıdır.
Bu tıbbi ürün propilen glikol İçerir, bu da alkol benzeri semptomlara neden olabilir.
Bu tıbbi ürün her 5 mlTik ampul başına 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum (22.15 mg) ihtiva eder; yani esasında "sodyum içermez"
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Bazı ilaçlar EPİTOİN’in çalışma şeklini etkileyebilir veya EPİTOİN’in kendisi aynı anda alman diğer ilaçların etkinliğini azaltabilir. Bu ilaçlar aşağıdakileri kapsar:
- Alkol kullanımı (akut ve kronik)
- Kalp ve dolaşım sorunları için kullanılan ilaçlar (dikumarol, dijitoksin, amiodaron,
furosemid, kinidin, rezerpin. varfarin. tiklopidin, diltiazem. nifedipin, nikardipin, nimodipin, verapamil gibi kalsiyum kanal blokerleri)
- Sara için kullanılan ilaçlar (felbemat, karbamazepin, lamotrijin. fenobarbita1. sodyum valproat ve valproik asit, etosuksimid, vigabatrin, suksinimidler)
- Mantar enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan ilaçlar (amfoterisin B. flukonazo1.
itrakonazo1. ketokonazol, mikonazol, azoller)
- Tüberküloz ve diğer enfeksiyonlar için kullanılan ilaçlar (kloramfenikol, izoniazid. rifampin. sülfonamidler. doksisiklin. siprofloksasin, eritromisin. prazikuantel, tetrasiklin)
- Mide ülserleri için kullanılan ilaçlar (omeprazo1. sukralfat ve simetidin. ranitidin. famotidin ve bazı antiasitler gibi H2 antagonistleri olarak bilinen ilaçlar)
- Astım ve bronşit için kullanılan ilaçlar (teofilin)
- Ağrı ve iltihap için kullanılan ilaçlar (azopropazon. fenilbutazon ve aspirin ve steroidler gibi saiisatlar)
- Uykusuzluk, ruhsal çöküntü (depresyon) ve psikiyatrik bozukluklar için kullanılan ilaçlar (klordiazepoksid, klozapin, diazepam, disülfiram, fluoksetin, fluvoksamin, sertralin. metilfenidat, paroksetin, fenotiazinler, trazodon, trisiklik antidepresanlar ve viloksazin)
- Şeker hastalığı (diyabet) için kullanılan ilaçlar (tolbutamid. diazoksit, klorpropamid. glibürid)
- Bazı hormon replasman tedavileri (östrojenler), oral doğum kontrol hapı (kontraseptifler). kortikosteroidler
- Organ ve doku nakillerinde nakil reddini önlemek için kullanılan ilaçlar (siklosporin)
- Kanser için kullanılan ilaçlar (antineoplastik ajanlar, teniposid, florourasil)
- Ameliyatta kullanılan kas gevşeticiler (alkuronyum, pankuronyum, vekuronyum gibi nöromüsküler blokerler), bazı anestetik ilaçlar (halotan) ve metadon
- Kanın pıhtılaşmasını önleyen ilaçlar (kumarin antikoagülanlar)
- İdrar söktürücü ilaçlar (furosemid)
- Reçetesiz olarak alınabilen bazı ürünler (folik asit, teofilin, D vitamini)
Bu ilaçlardan herhangi birinin tedavinizi etkileyip etkilemediğini belirlemeye yardımcı olmak üzere, doktorunuzun kanınızdaki Fenitoin miktarını test etmesi gerekebilir.
EPİTOİN bağırsak emilim yoluna ilişkin (enteral) beslenme preparatlarıyla birlikte uygulanmaması önerilir.
Bitkisel preparat St John (sarı kantaron - Hypericum perforatum) bu ilaçla aynı anda alınmamalıdır.
St John wort (san kantaron) alıyorsanız, bu ürünü almayı kesmeden önce doktorunuza danışınız.
EPİTOİN ayrıca size uygulanabilecek bazı laboratuvar testleri üzerinde de olumsuz etki gösterebilir.
5.EPITOIN'in saklanması
EPİTOİN i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında ışıktan koruyarak saklayınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra EPITOIN'i kullanmayınız.
VEM İlaç San. ve Tic. Ltd. Şti.
Cinnah Cad. Yeşilyurt Sok. No: 3/2 Çankaya / Ankara Telefon : (312) 427 43 57-58
Faks : (312) 427 43 59
Üretim Yeri:
İDOL ilaç Dolum Sanayi ve Tic. A.Ş.
Davutpaşa Cad. Cebealibey Sok. No:20 34010 Topkapı/İSTANBUL Tel : (212) 449 00 00 Fax: (212) 449 00 20
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBI URUNUN ADI
EPİTOİN 250 mg / 5 mİ Enjeksiyonluk Solüsyon İçeren Ampul
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Her 5 ml'lik ampul.
250 mg
2073 mg 2 mg
0.521ml
5.00 ml'ye tamamlamaya yetecek kadar
Yardımcı maddeler İçin 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTIK FORM
Steril apirojen enjeksiyonluk çözelti içeren ampul Berrak, renksiz çözelti.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasvonlar
Fenitoin tonik-klonik (grand mal) tipinde status epileptikusun kontrol altına alınmasında ve beyin cerrahisi ve/veya ağır kafa travması sırasında ya da sonrasında konvülsiyonların önlenmesi ve tedavisinde endikedir. Ayrıca kardiyak aritmilerde, dijital entoksikasyon ve miyokard enfarktüsü sonrası olayların tedavisinde de kullanılmıştır.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloji:
Solüsyon ve ambalaj izin verdiği ölçüde, parenteral ilaç ürünleri uygulanmadan önce partiküllü madde olup olmadığı ve renginin bozulup bozulmadığı gözle kontrol edilmelidir. Hem seyreltilmemiş formu hem de infüzyon karışımı bulanık ve çökeltili olmadığı sürece kullanılabilir. Seyreltilen infüzyon karışımı (fenitoin ile normal serum fizyolojik) buzdolabına konmamalıdır. Seyreltilmemiş parenteral fenitoin buzdolabına konur ya da dondurulursa bir çökelti meydana gelebilir: solüsyon oda sıcaklığında tutulduktan sonra bu çökelti dağılmalıdır bu durumda ürün kullanıma hala uygundur. Sadece berrak çözelti kullanılmalıdır. Soluk sarı bir renk meydana gelebilir; ancak bunun solüsyonun etki gücü üzerinde bir etkisi yoktur.
Bu ilacın tam terapötik etki ile minimal toksik dozları arasında göreceli olarak dar bir aralık vardır. Optimal doz ayarlaması yapmak için fenitoin serum düzeyinin belirlenmesi gerekebilir. Toksisitenin klinik belirtileri olmadan optimum kontrol daha sıklıkla 10-20 mg/L (40-80 mikromol/L) serum düzeylerinde oluşur.
Fenitoin enjeksiyonluk solüsyon, fenitoinin sodyum tuzu ile formüle edilmiştir. Serbest asit formuyla ilaç içeriğinde sodyum tuzundakine göre yaklaşık % 8'lik bir artış olduğundan, serbest asit ile formüle edilmiş bir üründen sodyum tuzuyla formüle edilmiş bir ürüne geçilirken (ya da tam tersi) doz ayarlaması ve serum düzeyinin izlenmesi gerekebilir.
Uygulama sıklığı ve süresi:
Parenteral fenitoin yavaş intravenöz (IV) bolus olarak ya da IV infuzyon ile uygulanabilir. Lokal toksisite riski nedeni ile intravenöz fenitoin direk olarak geniş periferal veya merkezi bir damarın içine büyük ölçekli bir kateter ile uygulanmalıdır. Uygulamadan önce, IV kateterin açıklığı steril serum fizyolojik çözeltisi ile test edilmelidir. Her parenteral fenitoin enjeksiyonu öncesi, solüsyonun alkali olmasından dolayı lokal venöz irritasyonu riskini önlemek amacı ile aynı iğne ya da kateter ile steril serum fizyolojik enjeksiyonu yapılmalıdır, (bkz Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri, lokal toksisite (mor eldiven sendromu de dahil)).
Parenteral Uygulama:
Parenteral fenitoin bolus halinde, hızı erişkinlerde dakikada 50 mg'ı geçmeyecek şekilde yavaş, geniş lumenli bir iğne ya da intravenöz kateter ile büyük bir vene enjekte edilmelidir.
İnfuzyon Uygulama:
İnfuzyon uygulaması için parenteral fenitoin 50-100 mL normal serum fizyolojik içinde seyreltilmeli, solüsyondaki nihai fenitoin konsantrasyonu 10 mg/mL'yi aşmamalıdır. Karışım hazırlanır hazırlanmaz uygulamaya başlanmalı ve bir saat içinde tamamlanmalıdır (infiizyon karışımı buzdolabına konmamalıdır). İntravenöz hat içi filtre (0-22-0.50 mikron) kullanılmalıdır.
Doz yetişkinlerde intravenöz olarak dakikada 50 mg'ı ve venidoğanlarda ve çocuklarda dakikada 1-3 mg/kg'ı aşmamalıdır. Bu ilacın tanı terapötik etkisi ile minimal toksik dozları arasında göreceli olarak dar bir aralık bulunur (Bkz Bölüm 4.4).
Elektrokardiyogram ve kan basıncının sürekli izlenmesi şarttır. Kardiyak resüsitatif ekipman mevcut olmalıdır. Hasta solunum depresyonu belirtileri açısından gözlem altında tutulmalıdır. İntravenöz EPİTOİN uygulaması nöbetleri sonlandırmazsa. genel anestezi dahil diğer önlemlerin kullanımı düşünülmelidir.
Status Epileptikus:
Sürekli nöbet aktivitesi olan bir hastanın, seri epilepsi gibi daha yaygın olarak hızla tekrarlanan nöbetlere kıyasla EPİTOİN uygulamasından önce, etkinin hızlı başlangıcından dolayı intravenöz diazepam veya kısa etkili bir barbiturat enjeksiyonu önerilmektedir.
Sürekli nöbet görülen hastalarda ve seri epilepsinin başlangıçtaki kontrolünde diazepam kullanımından sonra yetişkinlerde hızı dakikada 50 mg'ı geçmemek üzere (bu 70 kg'lık bir hastada yaklaşık 20 dakika sürecektir) 10-15 mg/kg'hk bir yükleme dozu intravenöz yolla yavaş verilir. Yükleme dozunu her 6-8 saatte bir, oral ya da intravenöz yolla verilen 100 mg'lık idame dozu izlemelidir.
Yenidoğanlar ve çocuklarda fenitoinin emilimi oral uygulamadan sonra güvenilmez olabilir. İntravenöz uygulanan 15-20 mg/kg
!lık yükleme dozu çoğu durumda, genellikle kabul edilen terapötik aralıkta (10-20 mcg/mL) serum konsantrasyonları sağlar.
İlaç hızı dakikada 1-3 mg/kg'ı geçmemek üzere yavaşça intravenöz yolla enjekte edilmelidir.
Status epileptikus tedavisinde fenitoin kullanırken ve daha sonra idame dozunun ayarlanması için serumda fenitoin düzeylerinin belirlenmesi önerilir. Genellikle klinik etkin düzey 10-20 mg/L olsa bile tonik-klonik nöbetlerin bazı halleri fenitoinin daha düşük dozları ile kontrol edilebilir.
Serum düzeylerinin sağlanması 24 saati bulabileceğinden, status epileptikus tedavisinde intramüskiiler (IM) uygulama kullanılmamalıdır (Bkz Bölüm 4.4).
Kardiyak aritmi:
Vücut ağırlığına göre kg başına 3.5-5 mg, gerekirse bir kez tekrarlanır. Çözelti yavaşça, intravenöz olarak ve dakikada 1 mİ'i (50 mg) geçmemesi gereken düzenli bir hızda enjekte edilmelidir.
Diğer klinik koşullar:
İntravenöz uygulama tercih edilmektedir. Dozaj ve doz aralığı, zaruri olarak, hastaların bireysel ihtiyacına göre belirlenecektir. Önceki antiepileptik tedavi, nöbet kontrolü, yaş ve genel medikal koşullar gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Her ne kadar EPİTOİN intramüsküler olarak verildiğinde absorpsiyonu yavaş olsa da. bazı durumlarda kullanımı uygun olabilir.
Önceden oral yoldan stabilize edilmiş bir hasta için kısa süreli intramüsküler uygulama gerektiğinde, terapötik serum seviyelerini korumak için dengeleyici doz ayarlamaları önemlidir. Bu seviyeleri korumak için oral dozdan % 50 daha fazla bir intramüsküler doz gerekmektedir. Oral uygulamaya dönüldüğünde, intramüsküler doku bölgelerinden sürekli salımdan dolayı aşırı serum seviyelerini önlemek için intramüsküler olarak EPİTOİN alan hastalardaki aynı zaman zarfında, doz orijinal oral dozun % 50'si kadar azaltılmalıdır.
Beyin Cerrahisi:
Önceden ilaç kullanmamış bir hastada, profılaktik doz olarak ameliyat sırasında ve ameliyattan sonra devam etmek üzere yaklaşık 4 saatte bir intramüsküler 100-200 mg (2-4 mİ) ve ameliyat sonrasında 48-72 saat devam ettirilmelidir. Doz daha sonra 300 mgTık bir idame dozuna azaltılmalı ve tahmini serum seviyelerine göre ayarlanmalıdır.
Hastanın bir haftadan daha uzun süre IM fenitoin kullanması gerekirse, gastrik entübasyonu gibi alternatif yollar aranmalıdır. Bir haftadan kısa süreler için IM uygulamadan oral uygulamaya geri dönen hastaya, IM fenitoin verilen süre kadar bir süre orijinal oral dozun yarısı verilmelidir. Serum seviyeleri ölçümü, uygun doz ayarlamaları için Önemlidir.
Uygulama şekli:
Parenteral fenitoin yavaş intravenöz (IV) bolus olarak ya da intravenöz (IV) infüzyon ile uygulanabilir. Kas içine de (IM) uygulanabilir.
Böbrek yetmezliği:
Yeterli veri mevcut değildir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda birikim ve toksisiteyi önlemek için daha düşük idame dozu gerekebilir.
Pediyatrik popülasyon:
Yenidoğanlarda:
Yenidoğanlar ve çocuklarda fenitoinin emilimi oral uygulamadan sonra güvenilmez olabilir. İntravenöz uygulanan 15-20 mg/kg'hk yükleme dozu çoğu durumda, genellikle kabul edilen terapötik aralıkta (10-20 mcg/mL) serum konsantrasyonları sağlar. İlaç hızı dakikada 1-3 mg/kg'ı geçmemek üzere yavaşça intravenöz yolla enjekte edilmelidir.
Bebek ve çocuklarda;
Doz erişkinlerde olduğu gibidir, bununla birlikte çocukların fenitoini erişkinlerden daha hızlı metabolize etme eğilimde olduğu gösterilmiştir. Dozaj rejimleri belirlenirken bazı durumlarda kısmen fayda olduğundan serum seviyelerinin izlenmesi akılda tutulmalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
Doz erişkinlerde olduğu gibidir. Bununla birlikte, yaşlı hastalarda komplikasyonlar daha kolay oluşabilir.
4.3. Kontrendikasyonlar
Fenitoin, EPİTOİN içindeki diğer bileşenlere ya da diğer hidantoinlere aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir. Preparatın pH'sının yüksek oluşu sebebi ile arter içine kullanımdan kaçınılmalıdır.
Ventriküler otomatisite üzerindeki etkisi nedeniyle fenitoin sinüs bradikardisi, sino-atriyal blok, ikinci ve üçüncü derece A-V blok ve Adams-Stokes sendromu olan hastalarda kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarılan ve önlemleri
Genel
Fenitoin absans (petit mal) konvülsiyonlarında etkili değildir. Tonik-klonik (grand mal) ve absans (petit mal) konvülsiyonları varsa kombine ilaç tedavisi gerekir.
Bu İlacın intravenöz kullanımı ile en çok bilinen toksisite belirtileri kardiyovasküler kollaps ve merkezi sinir sistemi depresyonudur. İlaç hızlıca intravenöz yoldan kullanıldığında hipotansiyon oluşur. Kullanımın hızı çok önemlidir ve erişkinlerde dakikada 50 mg'ı ve yenidoğan ile çocuklarda dakikada 1-3 mg/kg'ı aşmamalıdır. Bu oranlarda toksisite azaltılmış olur.
Hipotansiyon genellikle ilaç intravenöz yolla uygulandığında ortaya çıkar.
Fenitoin hipotansiyonlu ve ağır miyokard yetersizliği olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Çoğunlukla kullanılan dozlar ve uygulama yöntemleriyle terapötik aralıkta serum fenitoin düzeyleri kolayca sağlanamayacağından, intramüsküler yol status epileptikus tedavisinde tavsiye edilmez. Status epileptikus tedavisi için, fenitoin intramüsküler olarak kullanıldığında absorpsiyonunda gecikme olduğundan intravenöz yol tercih edilir.
Epilepsili hastalarda fenitoinin status epileptikus oluşumunu da içeren nöbet sıklıklarını hızlandırabileceğinden aniden kesilmemelidir. Hekim dozun azaltılmasını, ilacın kesilmesini ya da yerine alternatif antikonvülzan ilaç verilmesini uygun görüyorsa bunun aşamalı olarak yapılması gerekir. Ancak, alerjik bir reaksiyon ya da aşırı duyarlılık reaksiyonu durumunda hızla alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekebilir. Bu durumda alternatif tedavi hidantoin kimyasal sınıfında olmayan bir antikonvülzan ilaç olmalıdır.
Fenitoin verilmiş olan bireylerin küçük bir bölümünün ilacı yavaş metabolize ettiği gösterilmiştir. Yavaş metabolizma enzim etkinliğinin sınırlı oluşuna ve indüksiyon eksikliğine bağlı olabilir ve genetik faktörlerle belirlendiği (polimorfizm) anlaşılmaktadır.
Kronik alkol kullanımı serum düzeylerini düşürebilirken, akut alkol kullanımı fenitoinin serum düzeylerini yükseltebilir.
St Johrfs wort (Hypericum perforatum) içeren bitkisel preparatlar, plazma konsantrasyonlarında azalma riskinden dolayı ve fenitoinin klinik etkisini azaltacağından fenitoin alırken kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).
İntihar:
Çeşitli endikasyonlarda antiepileptik ilaç kullanan hastalarda intihar düşüncesi ve davranışları bildirilmiştir. Antiepileptik ilaçlar ile yapılmış randomize plasebo kontrollü bir meta analiz çalışmasında, intihar düşüncesi ve davranışlarında ufak bir artış görülmüştür. Fenitoin için muhtemel risk bilinmemekte olup, intihar düşünce ve davranışlarında artış ile ilgili riski arttırmadığı dışlanamaz. Bu nedenle hastalar intihar düşüncesi ve davranışı açısından yakından izlenmelidir. İntihar düşüncesi ve davranışı ortaya çıktığında, hasta ve hasta yakınının tıbbi destek alması önerilmelidir.
Antikonvülzan Hipersensitivite Sendrom (AHS)
Antikonvülzan hipersensitivite sendromu antikonvülzan ilaç alan bazı hastalarda oluşan, nadir ilaca bağlı, potansiyel olarak fatal multiorgan sendromudur. Ateş, deride kızarıklık, lenfadenopati ve karaciğerin de dahil olduğu diğer multiorgan patolojileri ile karakterize edilir. Mekanizması bilinmemektedir. İlk ilaca maruz kalma ve belirtiler arasındaki aralık genellikle 2-4 haftadır fakat 3 ay veya daha uzun süre antikonvülzan alan bireyler de bildirilmiştir. Deri döküntüsü, ateş, lenf bezi ve sistemik semptomlar (DRESS) ilaca bağlı ciddi hipersensitivite reaksiyonunu yansıtır. Fenitoin kullanan hastalarda DRESS vakaları bildirilmiştir.
AHS gelişimi için yüksek risk taşıyan hastalar, siyah ırktan olanlar, geçmişinde bu sendromu geçirmiş olan veya aile hikayesinde bulunan ve bağışıklığı baskı altında tutulan hastalardır. Bu sendrom önceden duyarlılığı olan bireylerde daha ağırdır. Hastaya AHS teşhisi konulmuş ise. fenitoin kesilmeli ve uygun destekleyici yaklaşımlar uygulanmalıdır.
Kardiyovasküler etki
Atriyal ve ventriküler depresyon ve ventriküler fıbrilasyonla birlikte şiddetli kardiyotoksik reaksiyonlar ve ölümler bildirilmiştir. Ağır komplikasyonlar en sık yaşlılarda ya da ciddi hastalık tablosundakilerde görülür.
Merkezi Sinir Sistemine etkisi
Serum fenitoin düzeyleri optimal aralığın üstünde kalırsa “delirium”, “psikoz” ya da “ensefalopati" olarak adlandırılan konfüzyon tabloları ya da ender olarak geri dönüşsüz serebellum işlev bozukluğu meydana gelebilir. Bu nedenle, ilk akut toksisite belirtisinde serumdaki ilaç düzeyinin belirlenmesi tavsiye edilir. Serum düzeyleri çok yüksekse fenitoin tedavisinde dozun azaltılması gerekir; semptomlar devam ederse fenitoin tedavisinin kesilmesi tavsiye edilir.
Hematopoetik etki
Fenitoin ile benign lenf düğümü hiperplazisi, psödolenfoma, lenfoma ve Hodgkin hastalığı dahil lenfadenopati (lokal ya da yaygın) gelişmesi arasında bir ilişki olduğunu düşündüren bazı vakalar bildirilmiştir. Bir neden ve sonuç ilişkisi saptanmış olmasa da, lenfadenopati meydana gelmesi bu tablonun başka lenf düğümü patolojisi tiplerinden ayırt edilmesi gerektiğini gösterir. Lenf düğümü tutulumu, serum hastalığını andıran belirtiler ve semptomlar (örn; ateş, döküntü, karaciğer tutulumu) ile birlikte ya da olmadan ortaya çıkabilir. Bütün lenfadenopati vakalarında uzun bir süre gözlem yaparak takip gerekir ve konvülsiyonlann alternatif antikonvülzan ilaçlar ile kontrol altına alınabilmesi için gereken her şey yapılmalıdır.
Makrositoz ve megaloblastik anemi meydana gelmiş olsa da. bu durumlar genellikle folik asit tedavisine yanıt verir. Fenitoin tedavisine folik asit eklenirse konvülsiyon kontrolü azalabilir.
Hepatik/İmmunolojik Etki
Fenitoinin biyotransformasyonu başlıca karaciğerde olur. Karaciğer işlevi bozulmuş hastalar, yaşlı hastalar ya da ciddi hastalık tablosundakilerde erken toksisite belirtileri ortaya çıkabilir.
Toksik hepatit, karaciğer haşan ve aşırı duyarlılık sendromu bildirilmiştir ve ender olarak ölüme neden olabilir. Fenitoin ile, seyrek de olsa akut karaciğer yetmezliği vakaları da dahil, akut hepatotoksisİte vakaları bildirilmiştir. Bu olaylar ateş, deri döküntüsü ve lenfadenopati ile karakterize aşırı duyarlılık reaksiyonları ile ilişkilendirilmiş olup, genellikle tedavinin ilk 2 ayı içinde ortaya çıkar. Sık görülen diğer belirtiler artralji, deride kızarıklık, sarılık, hepatomegali, serum transaminaz düzeylerinde yükselme, lökositoz ve eozinofılidir. Akut fenitoin hepatotoksisitesinin klinik seyir hızla iyileşmeden ölüme kadar uzanır. Akut hepatotoksisiteli bu hastalarda fenitoin derhal kesilmeli ve bir daha kullanılmamalıdır.
Birkaç bireysel vaka raporları siyah hastalarda ciltte kızarıklık ve hepatotoksisite dahil hipersensitivite reaksiyonların insidansında daha seyrek olsa bile artış olabileceğini göstermektedir.
Lokal Toksisite (mor eldiven sendromu da dahil)
IV fenitoinin damar dışında çıkmasıyla ya da çıkış olmadan, enjeksiyon bölgesinde yumuşak doku iritasyonu ve inflamasyonu meydana gelmiştir.
Periferal intravenöz fenitoin enjeksiyonunu takiben mor eldiven sendromu olarak tanımlanan ödem, renk değişikliği ve enjeksiyon yerinin distalinde ağrı bildirilmiştir. Yumuşak doku iritasyonu hafif duyarlılıktan yaygın nekroza, deride kangrene kadar uzanabilir, seyrek olarak ampütasyona kadar gidebilir. Subkutan ya da perivasküler enjeksiyon gibi uygun olmayan uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Ciddi Deri Enfeksiyonları
Fenitoin ciltte eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson Sendrom (SJS) ve toksik epidermal nekroliz (TEN) gibi fatal olabilen seyrek önemli yan etkilere neden olabilir. Uyarı olmadığı halde ciddi deri reaksiyonları oluşursa, hastalar ciltte kızarıklık ve kabartı işaret ve belirtileri, ateş veya kaşıntı gibi diğer hipersensitivite belirtileri için uyarılmalıdır ve herhangi bir gösterge işaret veya belirti gözlendiğinde hemen doktorundan tıbbi tavsiye almalıdır. Deride döküntü meydana gelirse hekim tarafından fenitoin kesilmelidir. Döküntü daha hafif tipteyse (kızamık ya da kızıl gibi) döküntü tümüyle kaybolduktan sonra tedaviye geri dönülebilir. Tedaviye tekrar başladıktan sonra döküntü yeniden ortaya çıkarsa bir daha fenitoin tedavisi uygulanması kontrendikedir. Yayınlanmış olan literatürler ciltte kızarıklık dahil hipersensivite reaksiyonların riskinde, SJS, TEN, hepatotoksisite ve siyah insanlarda antikonvülzan hipersensitivite sendromunda seyrek olsa bile artış olabileceğini göstermektedir.
Çin ırkından olan hastalarda yapılmış olan çalışmalarda, diğer karbamazepin kullanan hastalarda kalıtım yolu ile alınan HLA B geninin allelik varyantı olan HLA-B* 1502'nin varlığı ve SJS/TEN geliştirme riski arasında güçlü bir bağlantı olduğu bulunmuştur. Fenitoin dahil SJS/TEN ile ilgili ilaç kullanan Asya ırkından olan hastalarda HLA-B* 1502'nin SJS/TEN'in gelişmesi için risk faktörü olduğuna dair sınırlı sayıda kanıt bulunmaktadır.
HLA-B* 1502 pozitif olan hastalarda alternatif tedaviler eşit olarak mevcut olmayacağından fenitoin dahil. SJS/TEN ile ilgili ilaç kullanımından kaçınırken gerekli önem gösterilmelidir.
Literatür raporları; fenitoin. kranival radyasyon ve kortikosteroidlerin aşamalı olarak azaltılması şeklindeki bir kombine uygulamanın eritema mültiforme ve/veya Stevens-Johnson sendromu ve/veya toksik epidermal nekroliz gelişmesiyle bağlantılı olabileceğini düşündürmektedir.
Metabolik etki
Fenitoin ile porfıride alevlenme arasında bir bağlantı kuran izole vaka raporları göz önünde tutulursa, söz konusu hastalıktan şikayetçi hastalara fenitoin uygulanırken dikkat edilmelidir. Porfiri ile fenitoin kullanımı ilişkilendirilmiş birkaç izole rapora göre, bu hastalığı olan kişilerde bu ilacın kullanımında uyarı yapılmalıdır.
İlacın insülin salınması üzerindeki inhibitör etkisine bağlı hiperglisemi bildirilmiştir. Ayrıca fenitoin diyabetli hastalarda serum glukoz düzeylerini de artırabilir.
Hasta bilgisi
Hastalar hekimlerine danışmadan Önce başka ilaçlar ya da alkollü içecekler almamaları konusunda uyarılmalıdır. Hastalara deride döküntü meydana gelirse hekimlerine danışmaları söylenmelidir.
Laboratuvar Testleri
Optimal doz ayarlaması yapabilmek için fenitoinin serum düzeylerinin belirlenmesi gerekebilir.
Bu tıbbi ürün, 5 ml'lik her ampulde, doz başına 8.8 mİ biraya veya 3.7 mİ şaraba eşdeğer olan % 8.8, yani 440.4 mg düzeyine kadar etanol (alkol) içermektedir.
Alkol bağımlılığı olanlar için zararlı olabilir.
Hamile veya emziren kadınlar, çocuklar ve karaciğer hastalığı ya da epilepsi gibi yüksek risk grubundaki hastalar için dikkate alınmalıdır.
Bu tıbbi ürün propilen glikol içerir, bu da alkol benzeri semptomlara neden olabilir.
Bu tıbbi ürün her 5 ml'lik ampul başına 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum (22.15 mg) ihtiva eder; yani esasında "sodyum içermez".
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
İlaç Etkileşimleri
Serum fenitoin düzeylerini artıran ya da azaltan ya da fenitoinin etkileyebileceği pek çok ilaç vardır. Serum fenitoin konsantrasyonlarının belirlenmesi özellikle olası ilaç etkileşimlerinden şüphelenildiğinde önem taşır. Çok yaygın meydana gelen ilaç etkileşimleri aşağıda belirtilmiştir.
1. Birçok ilaç, hepatik CYP450 ve 2C19 enzim sistemleri yoluyla ilacın metabolizma hızım azaltarak (örn. dikumarok disülfıram, omeprazol, tiklopidin) ya da protein bağlayıcı bölgeler için yarışarak (örn. salisilatlar, sülfısoksazol, tolbutamid) ya da her iki İşlemin birleşmesiyle (örn, fenilbutazon. sodyum valproat) fenitoin serum düzeylerini artırabilirler (Bkz tablo 1).
Tablo 1. Fenitoin serum düzeylerini potansiyel olarak artırabilecek ilaç sınıflarını özetlemektedir.
TABLO 1 |
ilaç sınıfları | Her sınıftaki ilaçlar (örnek) |
Alkol (akut kullanım)
|
|
Analjezik / antienflamatuar ajanlar
| azapropazon
|
| fenilbutazon
|
| salisilatlar
|
Anestezikler
| halotan
|
Antibakteriyel ajanlar
| kloramfenikol
|
| eritromisin
|
| izoniazid
|
| sulfonamidler
|
Antikonvülzanlar
| felbamat
|
| süksinimidler
|
Antifungal ajanlar
| amfoteri sin B
|
| flukonazol
|
| ketokonazoi
|
| mikonazol
|
| itrakonazol
|
Antineoplastik ajanlar
| florourasil
|
Benzodiazepinler / psikotrop ajanlar
| klordiazepoksit
|
| diazepam
|
| disulfıram
|
| metilfenidat
|
| trazodon
|
| viloksazin
|
Kalsivum kanal blokerleri /
| amiodaron
|
kardiyovasküler ajanlar
| dikumarol
|
| diltiazem
|
| nifedipin
|
| tiklopidin
|
H2-antagonistleri
| simetidin
|
Hormonlar
| östrojenler
|
Oral hipoglisemik ajanlar
| tolbutamid
|
Proton pompa inhibitörleri
| omeprazol
|
Serotonin geri alım inhibitörleri
| fluoksetin
|
| fluvoksamin
|
| sertralin
|
2. Fenitoinin serum düzeylerini azaltabilecek ilaçlar
Fenitoinin serum düzeyleri St. John's wort (Hypericum perforatum) içeren bitkisel preparatlar ile birlikte kullanıldığında azalabilir. Bu, ilaç metabolize edici enzimlerin St. John's wort ile harekete geçmesinden (indüklenmesinden) dolayıdır. Bu nedenle, St. John's wort içeren bitkisel preparatlar fenitoin ile birlikte kullanılmamalıdır. St. John's wort ile tedavi sona erdirildikten sonra indükleme etkisi en az 2 hafta devam ettirilebilinir. Eğer hastalar son zamanlarda St. John's wort aldıysa, antikonvülzan düzey kontrol edilmeli ve St. John's wort kesilmelidir. Antikonvülzan düzeyler St. John's wort kesildikten soma artabilir. Antikonvülzan dozunun ayarlanması gerekebilir.
Tablo 2. Fenitoin plazma düzeylerini potansiyel olarak azaltabilecek ilaç sınıflarını özetlemektedir.
TABLO 2 |
İlaç sınıfları | Her sınıftaki ilaçlar (örnek) |
Alkol (kronik kullanım)
|
|
Antibakteriyel ajanlar
| rifampin
|
| siprofloksazin
|
Antikonvülzanlar
| vigabatrin
|
Antiülser ajanlar
| sukralfat
|
Bronkodilatörler
| teofılin
|
Kardiovasküler ajanlar
| rezerpin
|
Hiperglisemik ajanlar
| diazoksit
|
Molindon hidroklorür, fenitoinin emilimini bozan kalsiyum iyonları içerir. Emilim sorunlarının önüne geçmek için, kalsiyum içeren antasit preparatları dahil kalsiyum preparatları ile fenitoinin alım zamanlan ve kalsiyum preparatlarının alım zamanlan buna göre ayarlanmalıdır.
Nelfınavir ve fenitoinin her ikisi bir arada oral kullanıldığında aralarındaki etkileşim farmakokinetik çalışması, nelfinavirin fenitonin (total) ve serbest fenitoin EAA değerini sırasıyla % 29 ve
%
28 azalttığım göstermektedir. Bu nedenle, fenitoin konsantrasyonu nelfınavir ile birlikte kullanım esnasında, nelfınavir fenitoin plazma konsantrasyonunu azalttığından izlenmelidir ( Bkz. Bölüm 5.2 Farmakokinetik özellikler)
3. Fenitoinin serum düzeylerini artırabilen ya da azaltabilen ilaçlardan bazıları şunlardır. Tablo 3. Fenitoinin serum düzeylerini artırabilen ya da azaltabilen ilaçlar
TABLO 3 |
ilaç sınıfları | Her sınıftaki ilaç (örnek) |
Antibakteriyel ajanlar
| siprofloksasin
|
Antikonvülzanlar
| karbamazepin
|
| fenobarbital
|
| sodyum valproat
|
| valproik asit
|
Antineoplastik ajanlar
|
|
Psikotropik ajanlar
| klordiazepoksit
|
| diazepam
|
Bunun gibi, fenitoinin karbamazepin. fenobarbital, valproik asit ve sodyum valproatın serum düzeyleri üzerindeki etkileri önceden tahmin edilememektedir.
Kronik alkol kullanımı fenitoinin serum düzeylerini düşürürken akut alkol alımı ise artırabilmektedir.
4. Gerçek bir ilaç etkileşimi olmasa da, trisiklik antidepresanlar duyarlı hastalarda konvülsiyonları başlatabilir ve fenitoin dozunun ayarlanması gerekebilir.
5. Kandaki düzeyleri ve/veya etkileri fenitoin tarafından değiştirilebilecek ilaçlardan bazıları şunlardır:
Tablo 4. Kandaki düzeyleri ve/veya etkileri fenitoin tarafından değiştirilebilecek ilaçlar
TABLO 4 |
ilaç sınıfları | Her sınıftaki ilaçlar (Örnek) |
Antibakteriyel ajanlar
| doksisiklin prazikuantel rifampin tetrasiklin
|
Antikonvülzanlar
| lamotrijin
|
Antifungal ajanlar
| azoller
|
Antineoplastik ajanlar
| teniposid
|
Bronkodilatörler
| teofılin
|
Kalsiyum kanal blokerleri / kardiyovasküler ajanlar
| dij itoksin nikardipin nimodipin kinidin verapamil
|
Kortikosteroidler
|
|
Kumarin antikoagülanlar
| varfarin
|
Siklosporin
|
|
Diüretikler
| furosemid
|
Hormonlar
| östrojenler oral kontraseptifler
|
Hiperglisemik ajanlar
| diazoksit
|
Nöromüsküler blok yapan ajanlar
| alkuronyum pankuronyum vekuronvum
|
Opioid analjezikler
| metadon
|
Oral hipoglisemik ajanlar
| klorpropamid
|
| glibürid tolbutamid
|
Psikotropik ajanlar/Antidepresanlar
| klozapin
|
| paroksetin
|
| sertralin
|
Vitamin D
|
|
Varfarin de etkisi fenitoin tarafından artırılan ilaçlardandır.
Fenitoinin varfarin üzerindeki etkisi değişkendir ve bu iki ilaç aynı anda uygulanacağı zaman protrombin süreleri belirlenmelidir.
Serum düzeylerinin belirlenmesinin özellikle olası ilaç etkileşimlerinden şüphelenilmesi durumlarında yardımı olur.
İlaç-enteral beslenme/beslenme preparatlan etkileşimi
Literatürde bildirilen vakalar enteral beslenme preparatlan ve/veya benzeri beslenme takviyeleri verilen hastalarda fenitoinin plazma düzeylerinin beklenenden daha düşük olduğunu düşündürmektedir. Bu nedenle fenitoinin enteral beslenme preparatlanyla birlikte uygulanmaması önerilir.
Bu hastalarda serumdaki fenitoin düzeyinin daha sık izlenmesi gerekebilir.
Ilaç-Iaboratuvar testi etkileşimleri
Fenitoin, muhtemelen periferal metabolizma artmasının sonucunda total ve serbest tiroksinin serum düzeylerinde kısmen azalmaya neden olabilir. Bu değişiklikler klinik olarak hipotirodizme neden olmaz ve sirküle olan TSH düzeylerini etkilemez. İkincisi, fenitoin üzerine hipotriodizm tanısı koyulan hastalarda bu nedenle kullanılabilinir. Fenitoin, hipotriodizmin tanısında kullanılan süpresyon testleri ve alimim engellemez.
Fenitoin serumdaki proteine bağlı iyot (PBİ) düzeylerinin azalmasına neden olabilir. Ayrıca deksametazon ya da metirapon testlerinde değerlerin normalden düşük çıkmasına da yol açabilir. Fenitoin serum glukoz, alkali fosfataz ve gama glutamil transpeptidaz (GGT) düzeylerinin yükselmesine, kalsiyum ve folik asit serum düzeylerinin azalmasına neden olabilir. Serum folat konsantrasyonlarının 6 ayda bir ölçülmesi ve gerekli ise folik asit suplemanlarmın verilmesi tavsiye edilir. Fenitoin kan kalsiyumu ve kan şekeri metabolizma testlerini etkileyebilir.
4.6.Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrascpsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınların, uygun bir doğum kontrol yöntemi (kontrasepsiyon) uygulama konusunda doktora danışmaları tavsiye edilir.
Gebelik dönemi
FenitoinMn gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır,
EPİTOİN gerekli olmadıkça (bunun koşulları belirtilmelidir) gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Epilepsili kadınlarda antikonvülzan ilaç kullanımı ile bu kadınların çocuklarında doğum defekti insidansımn daha yüksek oluşu arasında bir bağlantı olduğunu düşündüren birkaç vaka bildirilmiştir. Fenitoin ve fenobarbital iie ilişkili veriler daha kapsamlıdır, ancak bunlar aynı zamanda en sık reçetelenen antikonvülzan ilaçlardır. Daha az sayıda sistematik ya da anekdotal bildirim, bilinen bütün antikonvülzan ilaçların kullanımıyla bir bağlantı olabileceğini düşündürmektedir.
İlaç tedavisi uygulanan epilepsili kadınların çocuklarında doğum defekti insidansımn daha yüksek olduğunu düşündüren bildirimlerin kesin bir neden sonuç ilişkisini kamtlayacağı düşünülemez. İnsanda ilaçların teratojenitesine ilişkin yeterli veri elde etmenin entrensek metodolojik sorunları vardır. Genetik faktörler ya da epileptik durumun kendisi doğum defektlerine yol açmada ilaç tedavisinden daha önemli olabilir, Antikonvülzan ilaç kullanan annelerin büyük çoğunluğunun doğurduğu bebekler normaldir. Status epileptikusa bağlı hipoksiye neden olma ve yaşamı tehdit etme ihtimalinin yüksek olması sebebiyle ilacın majör konvülsiyonları önlemek için uygulandığı hastalarda antikonvülzan ilaçların kesilmemesi önem taşır. Konvülsiyon şiddeti ve sıklığının ilacın kesilmesinde hasta açısından ciddi bir tehdit yaratmayacağı bireysel vakalarda gebelikten önce ve gebelik sırasında ilacın kesilmesi düşünülebilir; ancak minör konvülsiyonların bile gelişmekte olan embriyo ya da fötus açısından tehlike yaratmayacağı güvenle söylenemez. İlacı yazan hekimin, çocuk sahibi olma potansiyeli olan epilepsili kadınların tedavisinde ya da onlara tavsiyelerde bulunurken bu noktalan değerlendirmesi gerekir.
Fenitoin ve başka antikonvülzan ilaçlar kullanan kadınların çocuklarında yarık dudak/damak ve kalp m al formasyonları gibi konjenital malformasyonların insidansında artış bildirilmesine ek olarak, fetal hidantoin sendromu da bildirilmiştir. Bu sendromda fenitoin, barbitürat, alkol ya da trimetadion kullanan annelerin çocuklarında prenatal büyüme geriliği, mikrosefali ve mental gerilik görülür. Ancak, bu özelliklerin tümü birbiriyle ilişkilidir ve sıklıkla başka nedenlere bağlı intrauterin büyüme geriliğiyle bağlantılıdır.
Anneleri gebelik boyunca fenitoin kullanmış olan çocuklarda nöroblastom dahil izole malignite vakaları bildirilmiştir.
Fenitoi
KULLANMA TALİMATI
EPİTOİN 250 mg / 5 mİ Enjeksiyonluk Solüsyon İçeren Ampul Damar içine ya da kas içine uygulanır.
•Etkin madde'.Her 5 ml'lik ampulde 250 mg fenitoin sodyum içerir.
•Yardımcı madde(ler):Propilen glikol, sodyum hidroksit, etanol % 96. enjeksiyonluk su
Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.
• Bu kullanma talimatım saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.
• Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
• Bu ilaç kişisel olarak sizin için reçete edilmiştir, başkalarına vermeyiniz.
• Bu ilacın kullanımı sırasında, doktora veya hastaneye gittiğinizde doktorunuza bu ilacı kullandığınızı söyleyiniz.
• Bu talimatta yazılanlara aynen uyunuz. İlaç hakkında size önerilen dozun dışındayüksek veya düşükdoz kullanmayınız.
Bu Kullanma Talimatında:
1. EPİTOİN nedir ve ne için kullanılır?
2. EPİTOİN'i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
3. EPİTOİN nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5.EPİTOİN'in saklanmasıBaşlıkları yer almaktadır.
1. EPİTOİN nedir ve ne için kullanılır?
• EPİTOtN etkin madde olarak her 5 ml'lik ampulde 250 mg fenitoin sodyum içermektedir. Her kutuda 5 adet ampul bulunmaktadır.
• EPİTOİN. anti-epileptik ilaçlar olarak adlandırılan ilaç grubundandır. Bu ilaçlar sara (epilepsi) tedavisinde kullanılır.
• EPİTOİN, şiddetli sara nöbetlerinin (status epilepticus) tedavisinde kullanılabilir. Ayrıca beyin ameliyatı sırasında veya sonrasında ve/veya ciddi kafa yaralanmalarında nöbetleri kontrol etmek veya önlemek için de kullanılabilir. EPİTOİN, ağızdan antiepileptik ilaçlar alınamadığı durumlarda kısa bir süre için nöbetleri kontrol etmek veya önlemek için de kullanılır.
• EPİTOİN, özellikle digoksin adlı ilacın neden olduğu, kalp ritminde değişikliğe yol açan belirli sorunların tedavisinde kullanılabilir.
Size neden EPİTOİN verildiği konusunda emin değilseniz, bunu doktorunuza sormalısınız.
2. EPİTOİN'i kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler EPİTOİN'i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ
Eğer,
• Fenitoine veya EPİTOİN'in herhangi bir bileşenine ve diğer hidantoin kimyasal sınıfına karşı aşın duyarlı (alerjik) iseniz.
• Örneğin düşük kalp atış hızı (sinüs bradikardi), kalp bloğu (sinoatriyal blok veya A-V blok) veya Adams-Stoke Sendromu gibi kalp ritmini etkileyen belirli rahatsızlıklarınız varsa.
EPİTOİN'i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
Fenitoin içeren antiepileptik (sara için kullanılan ilaçlar) ilaç kullanımında intihar ile ilgili davranış ve düşüncelerde ufak bir artış meydana gelmiştir. Bu artışın EPİTOİN için geçerli olmadığına dair herhangi bir veri bulunmamaktadır. Bu gibi bir durumda derhal doktorunuzu arayınız.
Eğer.
• Düşük tansiyon veya kalp yetmezliğiniz varsa,
• Dozajın ayarlanmasını gerektiren karaciğer hastalığınız varsa,
• Porfiri (kalıtımsal bir kan hastalığı) varsa,
• Şeker hastası iseniz,
• Kalp ritmi sorunlarınız varsa (EPİTOİN bazı ritim sorunlarını tedavi edebilir, ancak başka sorunların kötüleşmesine neden olabilir),
• Alkol kullanıyorsanız,
• St. John's wort (sarı kantaron) içeren bitkisel ürün kullanıyorsanız.
• Ateş, deride kızarıklık, lenf bezinin şişmesi (lenfadenopati) ve diğer çoklu organ bozukluklarınız (multi organ patolojisi) varsa.
• Huzursuzluk-taşkınlık, hezeyan gibi belirti gösteren ani geçici bilinç bozukluğunuz (deliryum), ruhsal bozukluğunuz (psikoz) ve beyin dokusunu etkileyen bozukluk (ensefalopati) meydana gelirse,
• Lenf düğümünün büyümesi (lenf düğümü hiperplazisi), lenf dokusunda tümör oluşumuna benzeyen ama iyi huylu bozukluklar (psödolenfoma), lenf dokusunun tümörü (lenfoma) ve lenf dokusunda görülen özel bir çeşit tümöral hastalık (Hodgkin hastalığı) dahil lenfadenopati (lokal veya yaygın) gelişmesi halinde,
• Eklem ağrısı (artralji), deride kızarıklık, sarılık, karaciğer büyümesi (hepatomegali), karaciğer fonksiyonlarıyla ilişkili enzimlerde (serum transaminaz) seviyelerinde yükselme, akyuvar sayısında artış (lökositoz) ve kanda eozinofıl (bir tür alerji hücresi) sayısında artış olursa.
• Kanınızdaki üre miktarı aşırı düzeydeyse (üremi),
• Siyah iseniz, ciltte kızarıklık ve ilaca bağlı karaciğer zedelenmesi (hepatoksisite) dahil aşın duyarlılık reaksiyonu oluşursa.
• Enjeksiyon bölgesinde yanma hissi veya iltihap oluşursa.
• Deride döküntü oluşursa,
• Kan şekeriniz yüksekse,
• Uzun süre (kronik) tedavi edilen sara hastası iseniz. Vitamin D eksikliği veya güneş ışığına maruz kalmama (raşitizm, osteomalazi) kemik kırılması, osteoporoz. kan kalsiyum düzeyinin normalin altına düşmesi (hipokalsemi) ve kan fosfat düzeyinin normalin altına düşmesi (hipofosfatemi) riskiniz yükselirse.
• Ameliyat geçirdiyseniz,
İlaçlar herkes için uygun olmayabilir. Yukarıda bahsedilen rahatsızlıklarınız varsa veya bu rahatsızlıkları daha önce geçirdiyseniz, EPİTOİN almadan önce doktorunuzu bu konu hakkında bilgilendirmelisiniz:
Kabarmaya neden olan şiddetli deri döküntüsü (ağzı ve dili de kapsayabilir). Bunlar, ciltte veya göz çevresinde kan oturması (Stevens Johnson Sendromu) veya şişlik veya kızarıklıkla seyreden toksik iltihap (toksik epidermal nekroliz - TEN) olarak bilinen bir rahatsızlığın işaretleri olabilir. Bu durumlarda doktorunuz tedaviyi kesecektir.
Damar içine uygulamayı takiben enjeksiyon yerinin aşağısında mor eldiven sendromu olarak tanımlanan ödem, renk değişikliği ve ağrı bildirilmiştir. Yumuşak doku tahrişi hafif duyarlılıktan yaygın nekroz (bir ya da daha fazla hücre veya dokunun ölümü) ve deride kangrene kadar uzanabilir. Belirtiler enjeksiyondan sonraki birkaç günde görülmeyebilir. Belirtiler kendiliğinden geçebileceği gibi, deri nekrozu (bir ya da daha fazla hücre veya dokunun ölümü) ve uzuvlarda iskemi (belli bir bölgede kan akımının kesilmesi nedeniyle oluşan geçici kansızlık: bölgesel anemi) oluşması durumunda, fasyotomi (bağ dokunun kesilmesi), deri grefti (yama) ve seyrek olarak amputasyon (kesme) gibi işlemlere gerek duyulmuştur. Deri altı ya da perivasküler (kan damarı çevresi) enjeksiyon gibi uygun olmayan uygulamalardan kaçınılmalıdır. Damar içi fenitoin uygulaması, uygulama yerinde ağrı, nekroz (deri veya doku ölümü) ve abse (irin kesesi) oluşmasına neden olabilir.
Deri döküntüsü, ateş, lenf bezi büyümesi ve iç organların tutulumu gibi belirtiler gösteren kanda eozinofıl (bir tür alerji hücresi) sayısında artış ile birlikte ilaç döküntüsü ve sistemik semptomlar (DRESS) ilaca bağlı ciddi hipersensitivite (aşın duyarlılık) reaksiyonu yansıtır.
Diş eti büyümesi ve komplikasyonlarının gelişmesini en aza indirmek için diş bakımına özen göstermeniz önemlidir.
Bu uyanlar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
EPİTOİN'in yiyecek ve içecek ile kullanılması
Çok miktarda alkol alımı kanınızdaki EPİTOİN düzeyini etkileyebilir.
Hamilelik
İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız veya hamile kalmayı planlıyorsanız, EPİTOİN almadan önce bunu doktorunuza danışın.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emzirme
ilacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.
Emziriyorsanız, EPİTOİN almayınız.
Araç ve makine kullanımı
EPİTOİN. özellikle tedavinin ilk haftalarında baş dönmesi veya uyku haline neden olabilir. Bu belirtileri yaşarsanız, araç veya herhangi bir alet ya da makine kullanmayınız.
EPİTOİN'in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
Bu tıbbi ürün. 5 ml'lik her ampulde, doz başına 8.8 mİ biraya veya 3.7 mİ şaraba eşdeğer olan % 8.8, yani 440.4 mg düzeyine kadar etanol (alkol) içermektedir.
Alkol bağımlılığı olanlar için zararlı olabilir.
Hamile veya emziren kadınlar, çocuklar ve karaciğer hastalığı ya da epilepsi gibi yüksek risk grubundaki hastalar için dikkate alınmalıdır.
Bu tıbbi ürün propilen glikol içerir, bu da alkol benzeri semptomlara neden olabilir.
Bu tıbbi ürün her 5 mFlik ampul başına 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum (22.15 mg) ihtiva eder; yani esasında “sodyum içermez".
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı
Bazı ilaçlar EPİTOİN'in çalışma şeklini etkileyebilir veya EPİTOİN'in kendisi aynı anda alman diğer ilaçların etkinliğini azaltabilir. Bu ilaçlar aşağıdakileri kapsar:
• Alkol kullanımı (akut ve kronik)
• Kalp ve dolaşım sorunları için kullanılan ilaçlar (dikumarol, dijitoksin, amiodaron, furosemid, kinidin, rezerpin. varfarin. tiklopidin, diltiazem. nifedipin, nikardipin, nimodipin, verapamil gibi kalsiyum kanal blokerleri)
• Sara için kullanılan ilaçlar (felbemat, karbamazepin, lamotrijin. fenobarbital. sodyum valproat ve valproik asit, etosuksimid, vigabatrin, suksinimidler)
• Mantar enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan ilaçlar (amfoterisin B, flukonazol. itrakonazol. ketokonazol, mikonazol, azoller)
• Tüberküloz ve diğer enfeksiyonlar için kullanılan ilaçlar (kloramfenikol, izoniazid. rifampin. sülfonamidler. doksisiklin. siprofloksasin, eritromisin. prazikuantel, tetrasiklin)
• Mide ülserleri için kullanılan ilaçlar (omeprazol. sukralfat ve simetidin, ranitidin. famotidin ve bazı antiasitler gibi H2 antagonistleri olarak bilinen ilaçlar)
• Astım ve bronşit için kullanılan ilaçlar (teofilin)
• Ağrı ve iltihap için kullanılan ilaçlar (azopropazon, fenilbutazon ve aspirin ve steroidler gibi salisatlar)
• Uykusuzluk, ruhsal çöküntü (depresyon) ve psikiyatrik bozukluklar için kullanılan ilaçlar (klordiazepoksid, klozapin, diazepam, disülfıram, fluoksetin, fluvoksamin, sertralin. metilfenidat, paroksetin, fenotiazinler, trazodon, trisiklik antidepresanlar ve viloksazin)
• Şeker hastalığı (diyabet) için kullanılan ilaçlar (tolbutamid. diazoksit, klorpropamid, glibürid)
• Bazı hormon replasman tedavileri (östrojenler), oral doğum kontrol hapı (kontraseptifler), kortikosteroidler
• Organ ve doku nakillerinde nakil reddini önlemek için kullanılan ilaçlar (siklosporin)
• Kanser için kullanılan ilaçlar (antineoplastik ajanlar, teniposid, florourasil)
• Ameliyatta kullanılan kas gevşeticiler (alkuronyum, pankuronyum, vekuronyum gibi nöromüsküler blokerler), bazı anestetik ilaçlar (halotan) ve metadon
• Kanın pıhtılaşmasını önleyen ilaçlar (kumarın antikoagulanlar)
• İdrar söktürücü ilaçlar (furosemid)
• Reçetesiz olarak alınabilen bazı ürünler (folik asit, teofilin. D vitamini)
Bu ilaçlardan herhangi birinin tedavinizi etkileyip etkilemediğini belirlemeye yardımcı olmak üzere, doktorunuzun kanınızdaki Fenitoin miktarını test etmesi gerekebilir.
EPİTOİN bağırsak emilim yoluna ilişkin (enteral) beslenme preparatlarıyla birlikte uygulanmaması önerilir.
Bitkisel preparat St John (sarı kantaron - Hypericum perforatum)
bu ilaçla aynı anda alınmamalıdır.
St John wort (san kantaron) alıyorsanız, bu ürünü almayı kesmeden Önce doktorunuza danışınız.
EPİTOİN ayrıca size uygulanabilecek bazı iaboratuvar testleri üzerinde de olumsuz etki gösterebilir.
Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.
3. EPİTOİN nasıl kullanılır?
Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:
EPİTOİN, siz hastanedeyken uygulanacaktır.
Size verilecek EPİTOİN çözeltisinin dozu ve konsantrasyonuna doktorunuz karar verecektir ve bunlar, fenitoin sodyumun eşdeğer dozu şeklinde yazılı olarak ifade edilecektir. Doz, enjeksiyon olarak verildiğinde mg/doz veya infüzyon (drip) olarak verildiğinde mg/mL cinsinden olacaktır.
İlacı ağızdan alamadığınız durumlarda bazen EPİTOİN'in kasınızın içine enjekte edilmesi gerekli olabilir. Bu, normalde en fazla bir hafta uygulanır. Oral EPİTOİN'den kas içine enjeksiyona geçerken, dozun yaklaşık olarak % 50 arttırılması gerekir. Yeniden oral EPİTOİN'e geçişte doz, kas içine enjeksiyonun verildiği aynı süre boyunca ilk oral dozun yarısına azaltılmalıdır. Bu. enjeksiyonların verilmesinden sonra kaslarınızdan fenitoin saliminin devam etmesinden kaynaklanır.
Erişkinlerde
Şiddetli nöbetler (Status Epilepticus)
Yetişkinlerde dakikada 50 mg'ı geçmeyen bir hızda damar (intravenöz) yoldan, vücut ağırlığının kg!ı başına 10 ila ISmg'lık bir doz verilir. Ardından enjeksiyonla veya ağızdan 6 ila 8 saatte bir daha fazla EPİTOİN verilir.
EPİTOİN nöbetlerinizi durdurmadığında, diğer tedaviler denenecektir.
Kardiyak aritmiler (normal kalp atışında değişiklikler)
Vücut ağırlığının kg'ı başına 3.5 ila 5 mg'lık bir doz damar (intravenöz) yolundan verilir. Bu doz ikinci kez tekrar edilebilir.
Beyin cerrahisi
Nöbetleri önlemek için ameliyat sırasında veya ameliyattan sonraki iki ila üç gün boyunca yaklaşık her 4 saatte bir kasınızın içine (intramüsküler yoldan) 100 ila 200 mg'lık bir doz verilebilir. Bu doz, günde 300 mg'lık bir idame dozuna azaltılabilir ve kan düzeylerinize göre ayarlanabilir.
Uygulama yolu ve metodu:
EPİTOİN ya büyük damarlarınızdan birine (intravenöz yoldan) ya da kasınızın içine (intramüsküler yoldan) enjekte edilecektir. İntravenöz yoldan verildiğinde, EPİTOİN seyreltilmelidir. Damar içine uygulamalarda, bölgesel zararlı etki oluşturma riski nedeni ile büyük ölçekli bir kateter (damar içine ilaç vermek için özel hazırlanmış tüp) kullanılmalı ve her uygulama öncesi aynı kateter steril serum fizyolojik enjeksiyonu ile temizlenmelidir.
Değişik yaş grupları:
Çocuklarda kullanımı:
Dozun ayarlanması gerekli değildir, ancak çocuklarda ilaç yetişkinlerden daha hızlı şekilde parçalandığından, doktorunuz EPİTOİN dozlarının zamanını veya sayısını değiştirmesi gerekebilir.
Yenidoğanlar (çok küçük bebekler):
Başlangıç dozu genellikle bebek ağırlığının kg'ı başına 15 ila 20 mg'dır. EPİTOİN yenidoğanlara damardan verilecekse, dakikada bebek ağırlığının kg'ı başına 1 ila 3 mg'dan daha yüksek hızlarda verilmemelidir.
Damardan verilen EPİTOİN, çok küçük bebeklerde ağızdan alınan EPİTOİN'den daha güvenilir şekilde emilir.
Yaşlılarda kullanımı:
Doktorunuzun dozunuzu değiştirmesi gerekli değildir, ancak yaşlılarda daha fazla yan etki görülebilir.
Özel kullanım durumları:
Böbrek yetmezliği:
Gerekirse doktorunuz doz ayarlaması yapacaktır.
Karaciğer yetmezliği:
Gerekirse doktorunuz doz ayarlaması yapacaktır.
Eğer EPİTOİN'in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.
Kullanmanız gerekenden daha fazla EPİTOİN kullandıysanız:
EPİTOİN aşırı dozda tehlikelidir. Size çok fazla miktarda EPİTOİN verildiğini düşünüyorsanız, hemen doktorunuza başvurunuz. Ürünü nasıl almanız gerektiğine ilişkin başka sorularınız varsa, bunları doktorunuza veya eczacınıza sorunuz.
EPİTOİN'den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
EPİTOİN'i kullanmayı unutursanız
Uygulanması gereken dozun size verilmemiş olabileceğini düşünüyorsanız ya da ilacı uygulatmadıysanız. sağlık personelini bilgilendirmeniz gereklidir. Doktorunuz unutulan dozun ne zaman uygulanacağına karar verecektir.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.
EPİTOİN ile tedavi sonlandınldığındaki oluşabilecek etkiler
Doktorunuz size söylemediği sürece EPİTOİN almayı durdurmayınız. Bu ilacı aniden keserseniz, bir nöbet geçirebilirsiniz. EPİTOİN almayı kesmeniz gereken durumlarda sizin için en iyi yöntemi doktorunuz belirleyecektir. EPİTOİN kullanımı ile ilgili herhangi bir sorunuz olursa doktorunuza danışınız.
4. Olası yan etkiler nelerdir?
Tüm ilaçlar gibi EPİTOİN'in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.
Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz. EPİTOİN kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:
• EPİTOİN*in enjekte edildiği bölgede tahriş olursa, bu önemsiz olabilir, ancak daha sonra ciddileşebilir.
• Bunlar, ciltte veya göz çevresinde kan oturması (Stevens Johnson Sendromu) veya şişlik veya kızarıklıkla seyreden toksik iltihap (toksik epidermal nekroliz- TEN) olarak bilinen bir rahatsızlığın işaretleri olabilir. Bu durumlarda doktorunuz tedaviyi kesecektir.
• Morarma fark ederseniz, ateşiniz varsa, solgun görünüyorsanız veya şiddetli boğaz ağrınız varsa. Bunlar, kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri veya trombosit sayısında düşüşler dahil olarak, kanda bir anormalliğin ilk işaretleri olabilir. Bu etkileri test etmek üzere doktorunuz düzenli olarak kan numuneleri alabilir.
• Özellikle tedavinin ilk iki ayında görülen ciltte döküntü ve bezlerin şişmesiyle birlikte ateş; bunlar aşırı duyarlılık reaksiyonları olabilir. Bunlar şiddetliyse ve ayrıca eklemlerde ağrı ve iltihap varsa, bu belirtiler sistemik lupus eritematozus olarak adlandırılan bir rahatsızlıkla ilişkili olabilir.
• Zihin karışıklığı yaşarsanız veya ciddi bir akıl hastalığı ortaya çıkarsa; bunlar kanınızda yüksek miktarda fenitoin olduğunun işareti olabilir. Fenitoin miktarı kanda yüksek düzeylerde kaldığında, nadir durumlarda düzelmeyen beyin hasarı gelişmiştir. Kanda ne düzeyde fenitoin olduğunu görmek üzere doktorunuz kan testi yapabilir ve dozunuzu değiştirebilir.
• Fenitoinin de dahil olduğu antikonvülzan (yüz, gövde veya uzuvlarda görülen şiddetli ve ani kasılmaları durduran) ilaçlardan alan bazı hastalarda, antikonvülzan aşırı duyarlılık sendromu görülmüştür. Antikonvülzan aşırı duyarlılık sendromu. nadir görülen, ölümle sonuçlanabilen. karaciğer de dahil olmak üzere birçok organ sistemini tutan, lenf bezlerinde şişme, ateş ve deride kızarıklık ile beliren bir durumdur. Bu belirtiler genellikle ilacın ilk kullanımından 2 ila 4 hafta sonra çıkar. Ancak 3 ay veya daha sonra ortaya çıktığı durumlar da olmuştur. Geçmişte bu sendromu geçirdiyseniz. ailenizde varsa, bağışıklığınız baskılanmışsa veya siyah ırktansanız daha yüksek risk taşıyorsunuz anlamına gelir. Bu gruplardaysanız ve bu teşhis konmuşsa EPİTOİN tedaviniz kesilmelidir.
Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise. acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir. Bu çok ciddi yan etkilerin hepsi oldukça seyrek görülür.
Görülebilecek diğer yan etkiler şunlardır:
• Lenf bezlerinin şişmesi,
• Eklem ağrısı (artralji),
• Kanda eozinofil (bir tür alerji hücresi) sayısında artış olması,
• Ateş,
• Karaciğer işlev bozukluğu,
• Lenf bezinde şişme (lenfadenopati),
• Döküntü.
• Vücudun enfeksiyona karşı savunmasında sorunlar.
• Arter duvarlarında enflamasyon,
• Siyahlarda deride döküntü ve karaciğer hasarı oluşması (hepatotoksisite).
'v_, • Olağandışı göz hareketleri (nistagmus),
• Sakin olamama.
• Hareketleri kontrol etmede zorluk,
• Anormal veya koordine olmayan hareketler,
• Geveleyerek konuşma.
• Zihin karışıklığı,
• Karıncalanma ve uyuşma,
• Uyku hali,
• Baş dönmesi.
• Vertigo,
• Uykusuzluk,
• Sinirlilik hali,
• Kas seğirmesi,
• Baş ağrıları,
• Fenitoin ve diğer nöroleptik ilaçların neden olduğu kore, kaslarda istemsiz kasılmaların neden olduğu hareket bozukluğu (distoni). titreme, istemli hareketlerde bozukluk,
• Beyin ile ilgili işlev bozukluğu.
• Mide bulantısı,
• Kusma,
• Kabızlık,
• Genellikle hafif kızamık benzeri döküntüler dahil olmak üzere deri döküntüsü,
• Diğer tip deri hastalıkları {diğer tip dermatitler),
• Böbrek ve karaciğerde iltihap.
• Karaciğer hasarı (cildin sararması ve gözakınm beyazlaması gibi),
• Penisin şeklinde değişiklik,
• Ağrılı ereksiyon,
• Parmakların doğrultulmasında zorlukla birlikte ellerde değişiklik,
• Yüz özelliklerinde değişiklik,
• Dudak ve dişetinde şişme.
• Diş eti büyümesi,
• Vücut veya yüzde artan anormal tüylenme,
• Peniste ağrı ile görünüm bozukluğuna yol açabilen yumuşak dokuya ait bir tür bozukluk (Peyronie Hastalığı),
• Avuç içindeki bağ dokusunda görülen ağrısız sertleşme (Depuyren kontraktür),
• Yüksek kan şekeri düzeyleri veya kanda düşük kalsiyum, folik asit ve D vitamini düzeyleri.
• Beslenme ile veya güneş ışığına maruz kalarak yeterli D vitamini atamıyorsanız, kemik ağrısı, kemik erimesi (osteopeni veya osteoporoz), veya kırıklar görülebilir,
• Nefes almada sorun.
• Solunum durması,
• Akciğer zarında iltihap,
• Tat duyusu bozulması.
• Poliartropatİ
• İştahsızlık, aşırı susama, kusma ile seyreden böbrek iltihabı,
• Zatürre.
Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.
5. EPİTOİN'in Saklanması
EPİTOİN i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında ışıktan koruyarak saklayınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra EPİTOİN'i kullanmayınız.Ruhsat Sahibi:
VEM İlaç San. ve Tic. Ltd. Şti.
Cinnah Cad. Yeşilyurt Sok. No: 3/2 Çankaya / Ankara Telefon : (312) 427 43 57-58 Faks : (312) 427 43 59
Üretim Yeri:
İDOL İlaç Dolum Sanayi ve Tic. A.Ş.
Davutpaşa Cad. Cebealibey Sok. No:20 34010 Topkapı/ İSTANBUL Tel : (212) 449 00 00 Fax: (212) 449 00 20
Bu kullanma talimatı onaylanmıştır.
13